Daha çevre dostu, şiddetsiz ve sağlıklı bir yaşam tarzının insan dışı hayvanlarla saygı temelli bir ilişkiyi de içerdiği çok açıktır. Bu nedenle bir hayvan türü olarak kendimize ilişkin kavrayışımızı yeniden düşünmeli, insan dışı hayvanlarla olan ilişkilenmelerimizi yeniden yapılandırmalı ve tüm hayvanlar için onurlu bir yaşamı bir an evvel mümkün kılma olanaklarımızı derhal artırmalıyız! Ki, kendimiz de dahil olmak üzere tüm hayvanları içeren yaşama saygı temelli bir dünyayı böylece var edebiliriz.
Günümüzde insanlar tarafından insan dışı hayvanlara yapılan uygulamalar her geçen gün hayvan etiğine ilişkin pek çok teorik ve pratik soruyu gündeme taşımaktadır. Bu soruların en başatları şunlardır:
- İnsan dışı hayvanların ilgileri, ihtiyaçları ve zaman algıları var mıdır?
- İnsan dışı hayvanlar yalnızlık, haz, acı, hüsran, ebeveyn sevgisi vb gibi duyguları hissedebilmekte midir?
- Bu ilk iki soruya bilimsel olarak olumlu bir yanıt vermek durumundaysak, insan dışı hayvanların, insanlar gibi bedensel ve ruhsal bütünlük ile hareket özgürlüğünü içeren yaşam ve özgürlük gibi temel haklara sahip olmamalarını nasıl açıklayabiliriz? Ya da bu soruyu daha doğru bir düşünsel izleği takip ederek ele aldığımızda; insan dışı bir hayvanın haklara sahip olduğunu kabul etmek için hangi geçerli nedenlere sahibiz?
- Şu hâlde insan dışı hayvanlarla ilişkilerimizi belirleyen mevcut yasal düzenlemelerin yeterli olduğunu söyleyebilir miyiz?
- Peki pratik yaşamlarımızda insan dışı hayvan haklarını bir bütün olarak tasdik etmenin sonuçları neler olabilir? Bu durum daha iyi bir dünyayı mı, daha kötü bir dünyayı mı var eder?
- Bugünümüz için insan dışı hayvanların acı çekmesi ve ölmesini gerektiren ürünlerden uzaklaşıp, onların acı çekmesi ve ölmesini gerektirmeyen ürünlere yönelmemizin bu hak mücadelesine katkısı nedir?
- Son olarak, insan hakları ile hayvan hakları arasındaki bağlantı ile ilgili soru: Bu iki hak birbirini dışlar mı? Yoksa insan hakları temelde aynı zamanda hayvan hakları mıdır?
Berlin Özgür Üniversitesi Siyaset Teorisi ve Felsefesi bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bernd Ladwig; gazeteci, yazar ve vegan aktivist Zülâl Kalkandelen ile vegan aktivist ve Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora öğrencisi Onur Alptekin’in konuşmacı olarak katılacağı konferansın odağında bu ve benzeri sorular yer konu edilecektir.
Felsefe Kültür Sanat Derneği (FKSD) ve Goethe Institut Ankara işbirliğinde gerçekleştireceğimiz etkinliğimiz 8 Ekim Cumartesi günü Goethe Institut Ankara Konferans Salonunda iki oturum halinde düzenlenecektir.
Söyleşi bitiminde dileyen katılımcıların yazar Zülâl Kalkandelen’in Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü kitabını imzalatma olanağı bulabilecekleri etkinliğimiz Vegan İkramlarla son bulacaktır.
Etkinlik Programı
14:30 Açılış Konuşmaları
- Goethe Institut Ankara Yetkilisi
- Ali Apaydın | FKSD Yönetim Kurulu Başkanı ve Varlık Lisesi Eğitim Koordinatörü
14:45 Hayvanlar için Adalet: İnsan Haklarından Hayvan Haklarına
- Prof. Dr. Bernd Ladwig (Sunum boyuna anında çeviri yapılacaktır)
15:30 Oturum Arası
15:45 İlerici İdeolojilerde Türcü Yaklaşımlar
- Zülâl Kalkandelen
16:30 Başkasının İyiliğini Düşünmek
- Onur Alptekin
17:15 Vegan İkramlar ve Kitap İmzalama
Etkinlik Künyesi
Düzenleyenler
- Felsefe Kültür Sanat Derneği
- Goethe Institut Ankara
- Özel Varlık Anadolu Lisesi
Konuşmacılar
- Prof. Dr. Bernd Ladwig | Berlin Özgür Üniversitesi Siyaset Teorisi ve Felsefesi Bölümü öğretim üyesi
- Zülâl Kalkandelen | Gazeteci, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, vegan aktivist
- Onur Alptekin | Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora öğrencisi, vegan aktivist
Moderatör
- Hatice Bilge Coşkun-Apaydın | Varlık Lisesi Müdiresi, FKSD Yönetim Kurulu Üyesi
Tarih ve Saat
- 8 Ekim 2022 Cumartesi | 14.30 – 18.00
Adres